LOKASYON

-
SULTAN AHMET CAMİİ
Sultan Ahmet Camii, 1609-1617 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Camii (Blue Mosque)" olarak adlandırılır. Ayasofya'nın 1935 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmıştır. Aslında Sultanahmet Camii külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük eserlerden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.
-
AYASOFYA
Ayasofya Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra Fatih Sultan Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş, kazı ve tadilat çalışmaları başlatılmış ve 1935-2020 yılları arasında müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise müze statüsünün iptal edilmesiyle tekrar cami statüsü kazanmıştır.
Ayasofya, mimari bakımdan merkezî planı birleştiren kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır.
-
YEREBATAN SARNICI
Yerebatan Sarnıcı İstanbul'daki en büyük kapalı sarnıçtır. Ayasofya binasının batısındaki küçük binadan girilir. Sütun ormanı görünümündeki mekanın tavanı tuğla örülü, çapraz tonozludur. Zamanında civardaki bir bazilikadan dolayı bu isimle anılmıştır.
Hâlihazırda İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. tarafından işletilen Yerebatan Sarnıcı, müze olmanın yanında ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.
-
KAPALI ÇARŞI
Kapalıçarşı, İstanbul kentinin merkezinde Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerininin ortasında yer alan dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Kapalıçarşı'da yaklaşık 4.000 dükkan bulunmaktadır ve bu dükkanlarda toplam çalışan sayısı yaklaşık 25.000'dir. Gün içerisindeki en yoğun zamanlarında içinde yarım milyona yakın insan barındırdığı söylenir. Yılda 91 milyon turisti ağırlayan çarşı, dünyanın en fazla ziyaret edilen turistik mekanıdır
-
TOPKAPI SARAYI
Topkapı Sarayı Müzesi, Osmanlı Devleti'nin idari yapısını anlamak, saray yaşamını gözlemlemek ve Osmanlı İmparatorluğu'nun sahip olduğu zenginliklere tanık olmak için mutlaka görülmeli. Müzede Osmanlı devletinin idari binaları ve padişahın ailesinin yaşadığı Harem dışında Hazine, Kutsal Emanetler, Silah Koleksiyonu, Padişah Portreleri, Mutfaklar ve Porselen seksiyonlarını ziyaret edebilirsiniz.
İstanbul'un fethi ile Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentinin İstanbul'a taşınmasının ardından Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa ettirilen ve 1478'den itibaren 380 yıl boyunca devletin idari merkezi ve padişah ile ailesinin yaşam yeri olan Topkapı Sarayı, 9 Ekim 1924 tarihinde müze olarak ziyarete açıldı ve o günden bu yana ziyaretçi sayısı en yüksek müzelerden biri olarak hizmet vermeyi sürdürüyor.
-
SÜLEYMANIYE CAMİİ
The Suleymaniye Mosque, built on the order of Sultan Suleyman (Suleyman the Magnificent), "was fortunate to be able to draw on the talents of the architectural genius of Mimar Sinan" The construction work began in 1550 and the mosque was finished in 1558.
The mosque is modeled in part on the style of a Byzantine basilica, particularly the Hagia Sophia, which was perhaps a conscious move on the part of the sultan to create a continuity and a symbolic connection with the city's past.
-
ÇEMBERLİTAŞ SÜTUNU
Roman monumental column built for Roman emperor Constantine the Great to commemorate the dedication of Constantinople on 11 May 330 AD. Built c. 328 AD, it is the oldest Constantinian monument in Istanbul and stood in the centre of the Forum of Constantine. It occupies the second-highest hill of the seven hills of Constantine's Nova Roma, the ersgphile Byzantium, and was midway along the Mese odos, the ancient city's main thoroughfare.
The column's top is 34.8 m above the present-day ground level. The column shaft itself is composed of very large porphyry column drums set on a white marble pedestal that is no longer visible.
-
HIPODROM
Sultanahmet Meydanı İstanbul'un en önemli meydanlarından biridir. Bizans devrinde Hipodrom, Osmanlı döneminde At Meydanı olarak bilinen Roma sirki de Meydanın içerisindedir.
Açılış tarihini tam olarak bilemesek de 2.yy’ın sonu ile 3.yy’ın başı arasında kurulduğunu biliyoruz. Ancak hipodromu hipodrom yapan kişi İmparator Büyük Konstantin’dir. Yapıyı genişleterek imparatorluğunun dört yanından muhteşem eserler getirtmiştir. Hipodrom Latincede, at yolu anlamına gelmektedir. Konstantin tarafından yeniden yaptırılan hipodrom; at nalı şeklinde, 480 metre uzunluğunda, 117 genişliğinde ve 100.000 kişilikti. Bazı kaynaklara göre ise 370m ile 120m ebatlarında ve 40.000 kişilikti. Bu yıllarda İstanbul’un nüfusu ise 400.000’di. Hipodrom ile Büyük Saray arasında da geçiş vardı.
